BBC'nin Brain Story adlı belgeselinden alınmış bir kesit, ve Türkçe altyazılı hali...
Kesit yukarıdaki videonun ikinci yarısında, altyazılı hal ise aşağıdaki adreste bulunabilir.
Çeviri: AylinER
Hazırlayan: Hakan Çakmak
“Sizi ağırlamak adına sunacağım hiçbir şeyim yok”
der yavaşça Hactar,
“ama sunacak olsam tek sunacağım şey de ışığın aldatmacaları olur.
Işığın aldatmacaları ile rahatlama imkânı da vardır, aslında.
Eğer tüm sahip olduğunuz o ise...”
Hayat, Evren ve Her şey
Douglas Adams
Araştırmalar artarak göstermekte ki; beynimiz sürekli gördüğünü çarpıtıp değiştirmekte. Beynimiz hayal ederek cesurca kestirmeden gitmekte. Her seferinde elde ettiğimiz görüntüyü, yeni baştan değerlendirmeye alacağımız yere... Dışımızda neler olduğunu, geçmiş deneyimlerimizden yola çıkarak tahmin ediyoruz.
Gözlerimizi her açtığımız an, beynimiz çok yoğun oranda ek bilgiyle dolmakta. Beyin, dışarıda ne olduğunu görmemize izin vermez, çoğunlukla uydurur durur. On yıldan fazla zamandır nörobilimciler kendi özel dünyamızı nasıl yarattığımızı yavaş yavaş anlamaya başladılar.
Eğer etrafınıza bakarsanız dünya oldukça yüksek çözünürlüklü,neredeyse fotografik olarak net ve tam gibi gözükmekte. Aslında bu resmin oldukça küçük bir kısmını elde ediyorsunuz. Gerçekte gördüğünüz ya da gördüğünüzü düşündüğünüz pek çok şey ile hafızanızı dolduruyorsunuz. Kendi dünyanızda, geçmişte yaşadığınız deneyimlerinizi ve elde ettiğiniz bilgileri kullanarak...
Görsel beynin, gözden ulaşan bilgilerden çok, hafızaya dayalı değerlendirme yaptığı anatomik çalışmalarla ortaya çıkmıştır. Geçmişte gördüğümüz herşeyin bilgisini kullanıyoruz gerçekte dışarıda ne olduğunu hayal edebilmek için.
En dikkat çekici olay beyinde bilindik 32 adet görsel alan olduğu. Hepsi başka alana sinyal yolluyor ve o alandan geri sinyaller alıyor ve o geri alınan sinyaller ön taraftan gelenlerle benzer ölçülerde, dolayısıyla inanılmaz derecede geriye dönüşlü bilgi akışı var.
Bu bilgi akış yollarının keşfi, görsel beyni anlamada tamamen devrim yapmıştır. Görsel beyni artık dış dünyadan gelen bilginin içeriye doğru aktığı tek gidişli cadde gibi düşünemeyiz. Onun yerine, beynin derinliklerinden gelen ve geri beynin derinliğine dönen yoğun miktardaki depolanmış bilgi, çift yönlü bir cadde gibi gözükmekte. Dolayısıyla dünyayı algılamamız, gözümüzün önünde durandan değil görmeyi umduklarımızdan etkilenmekte.
Bu oda normal gözükmekte ama aslında çok büyük ölçüde şekli bozulmuş. Kızlar tıpa tıp aynı ölçüde ama beyniniz onları o şekilde görmenize izin vermiyor. Odanın sağ tarafının sol tarafa göre daha büyük olduğunu söyleyemezsiniz. Sol köşeye doğru eğimli olan zeminde mobilyalar, beyninizi aldatmak için özel olarak tasarlanmıştır. Tüm bunlar, kızın odanın bir ucundan diğerine doğru yürürken ölçüsünün değiştiği illüzyonunu yaratmakta.
Beyniniz, basit anlamda, size odayı olduğu şekli ile görmenize izin vermiyor, onun yerine sizde kayıtlı olan hafızayı kullanarak kestirmeden gidiyor. Bu odanın bir görüntüsünü yaratmak diğer tüm odaları nasıl görmeyi umduğunuza bağlı.
Bu, görsel hafızamızın, hayallerimizin gözümüzün önünde duranı algılamamızı nasıl etkilediğine şaşırtıcı bir örnek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder