Loading

12 Temmuz 2011 Salı

"Üzüm" için kavga

Birbirlerinin dediğini anlamayan dört kişinin üzüm için kavgaya tutuşmaları...

Adamın biri, dört kişiye bir dirhem verdi, Adamlardan birisi “Ben bu parayı “engûr’a” vereceğim” dedi.
Öbürü Araptı, Lâ dedi, “Ben “İnep” isterim herif, engûr istemem.”
Üçüncü Türk’tü, “ Bu para benim “ dedi, “ Ben inep istemem, üzüm isterim.”
Dördüncüde Rum’du, dedi ki: “Bırak bu lâfları, biz İstafil isteriz.”
Derken savaşa başladılar. Çünkü adların sırrından gafildiler.
Ahmaklıktan birbirlerini yumruklamaya koyuldular. Bilgisizlikle dolu, bilgiden boş adamlardı bunlar.
Sır sahibi, yüzlerce dil bilir, kadri yüce birisi orada olsaydı, onları uzlaştırırdı.
Onlara “ Ben bu bir dirhemle hepinizin isteğini yerine getiririm.
Gönlünüzü gıllügışsız bana teslim edin. Bu bir dirheminiz, sizin istediğiniz şeylerin hepsini yapar.
Bir dirheminiz dört muradı da yerine getirir, dört düşman da uzlaşır, birliğe ulaşır, bir olur.
Sizin sözleriniz savaşa, nifaka sebep olur. Fakat benim sözüm, sizleri birleştirir.
Siz susun, dinleyin de konuşma hususunda diliniz ben olayım.
Sizin sözünüz yüz türlüdür, eseriyse ancak savaş ve kızgınlıktan ibaret.
İğreti hararetin tesiri yoktur. Fakat insanın kendisinden olan hararet müessirdir.

derdi..

Mesnevî'den...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder