Julian Treasure
kaynak: TED - Ideas Worth Spreading
Videodaki konuşmanın TED sitesindeki çevirmenlerce çevrilmiş hali:
Şşt! 8 adımda ses sağlığı
Hindular der ki, "Nada brahma," bunun bir anlamı, "Dünya sestir." Ve, bir bakıma, bu doğrudur, çünkü her şey titreşir. Aslında, burada oturan her biriniz şu anda titreşmektesiniz. Vücudunuzun her bir parçası farklı frekanslarda titreşmekte. Aslında siz, bir akor, hepiniz ayrı birer akortsunuz. Sağlığın bir tanımı da belki bu akorun tam bir uyum içinde olmasıdır. Sizin kulaklarınız bu akoru duymaz. Aslında çok harika şeyler duyabilirler. Sizin kulaklarınız 10 oktava kadar duyabilir. Aklıma gelmişken, sadece bir oktav görebiliyoruz. Kulaklarınız her zaman çalışıyor. Kulak kapağınız yok. Siz uykudayken bile çalışıyorlar. Algılayabileceğiniz en düşük ses kulak zarınızı sadece dört atom çapında hareket ettirir. Duyabileceğiniz en yüksek ses bundan bir trilyon kat daha güçlü.
Kulaklar duymak için yaratılmamıştır, fakat dinlemek için yaratılmıştır. Dinlemek aktif bir yetenektir. Duymak pasif olsa dahi, dinlemek üzerinde calışmamızı gerektiren birşeydir. Ses ile ilişkidedir. Ve henüz hiçbirimize öğretilmeyen bir yetenek bu. Örneğin, farklı açılardan dinleyebileceğiniz dinleme pozisyonları olduğunun farkına vardınız mı ? İşte bunlardan iki tanesi. İndirgeyici dinleme "dinlemek" için. Herşeyi alakalı olana indirgiyor, ve alakasız olan herşeyi çıkartıyor.Erkekler genellikle indirgeyici dinleme yaparlar.Yani o diyor ki, "Benim problemim var" O da diyor ki, " İşte senin çözümün. Çok teşekkürler. Sıradaki." Bu bizim konuşma şeklimiz, değil mi beyler?
Genişleyici dinleme, diğer tarafta, "ile" dinleme, dinlemek "için" dinleme değil. Akılda bir hedefi yok. Sadece yolculuğun keyfini sürüyor. Bayanlar genellikle genişleyici dinleme yaparlar. Eğer bu ikisine bakarsanız, göz temaslarını, yüz yüze gelmelerine, muhtemelen ikisi de aynı anda konuşmaktalar. [Kahkahalar]. Beyler, eğer bu konuşmadan bir şey elde edemiyorsanız, genişletilmiş dinlemeyi çalışın, ve ilişkilerinizi dönüştürün.
Dinleme ile ilgili sorununun büyük bir kısmı, etrafımızı kuşatan, duyduğumuz gürültü. Böyle bir gürültü, Avrupa Birliği'ne göre, Avrupa nüfusunun yaşam sağlığı ve kalitesini yüzde 25 azaltmakta. Avrupa müfusunun yüzde ikilik kısmı -- ki bu 16 milyon insan demek -- bu tür gürültüler nedeniyle uykuları mahvoluyor. Her sene 200,000 insan gürültü nedeniyle ölmekte. Bu gerçekten büyük bir problem.
Küçükken gürültü duyduğunuzda ve işitmek istemediğinizde parmaklarınızlar kulaklarınızı kapatırdınız. Şimdilerde aynı şeyin benzerini yapabiliyorsunuz , tek fark biraz havalı olması. Bu biraz şuna benziyor. Yaygınlaşan kulaklık kullanımı3 büyük sağlık problemini getiriyor. İlk ve büyük öneme sahip bir deyim Murray Schafer tarafından uyduruldu: "schizophania" ("sesleri kaynağından ayırma"). Duyduğunuz ile gördüğünüz arasındaki bozukluk. Bundan dolayı, bizimle birlikte olmayan insanların seslerini kendi yaşamımıza davet ediyoruz. Bence her zaman schizophonia yaşamanın altında derinde sağlıksız bir şey var.
Kulaklık kullanmanın ikinci kötü tarafı ise sıkıştırma. Cebimize girsin diye müziği sıkıştırıyoruz. ve buna bağlı olarak bunun bir maliyeti var. Şunu dinleyin. Bu sıkıştırılmamış bir parça müzik. [Müzik]. Ve şimdiyse aynı müzik parçasının yüzde 98 verisinin çıkarılmış hali. [Müzik]. En azından bir kaçınızın arasındaki farkı duyabildiğini umuyorum. Sıkıştırmanın bir bedeli var. Bu verileri meydana getirmek için sizi yorgun ve asabi yapar. Onu hayal etmelisiniz. Uzun dönemde sizin için iyi değil.
Kulaklıklarla ilgili üçüncü problem ise : sağırlık -- gürültü bazlı duyma bozukluğu. 10 milyon Amerikalı çoktan bu probleme sahip, bu veya başka bir nedenden ötürü, fakat gerçekten endişelendirici ki, yüzde 16, Amerikan gençlerinde kabaca altı kişiden biri, kulaklık kullanımının bir sonucu olarak gürültü bazlı duyma bozukluğundan zarar görmekte. Amerikan Üniversitesindeki bir çalışma göstermektedir ki birinci sınıf öğrencilerinin yüzde 61' i yanlış kulaklık kullanımı sebebiyle duyma rahatsızlığı yaşamaktadır. Belki de tümü sağır bir nesil yetiştiriyoruz. Şimdilerde bu gerçekten ciddi bir problem.
Kulaklarınızı korumak için size üç hızlı numara vereceğim, ve lütfen bunu çocuklarınıza da gösterin. Profesyonel kulak koruyucuları mükemmel; ben bunları her zaman kullanıyorum. Eğer kulaklık alacaksanız, alabildiğinizin en iyisini alın, çünkü kalite demek yüksek sesli dinlemek demek değildir. Eğer birisi size yüksek sesle konuşurken duymuyorsanız, çok yüksek sesli demektir. Ve üçüncü olarak, eğer kötü sesin içindeyseniz, en iyisi parmaklarınızı kulağınıza koymak veya hemen oradan uzaklaşmak. Kulaklarınızı bu şekilde koruyun.
Haydi kötü sesten uzaklaşalım ve arayıp bulmanızı istediğim birkaç arkadaşa bakalım. RSK: Rüzgar, su, kuşlar -- rastgele doğa sesleri rastgele gerçekleşen olaylardan bestelenir, hepsi oldukça sağlıklıdır, hepsi yıllar içinde evrim geçirdi. Bu sesleri arayın; sizin için iyiler. Sessizlik güzeldir. Elizabeth dönemine ait insanlar dili süslü sessizlik olarak tanımlıyordu. Sizi sessizlikten bir amaç için uzaklaşmaya davet ediyorum ve ses ortamlarını sanat işiymiş gibi tasarlamaya. Önplanınız olsun, arkaplanınız olsun, hepsi güzel oranlarda olsun. Ses ile tasarım oldukça eğlenceli. Eğer siz yapamıyorsanız sizin için yapacak bir profesyonel bulun. Ses tasarımı gelecektir, ve bana göre biz dünyanın seslerini değiştireceğiz.
Hızlıca sekiz usullerin üstünden geçiceğim, sekiz yolla ses, sağlığınızı iyileştirebilir. İlk olarak, ultrason: fizik tedaviden oldukça tanıdık. Şimdilerde kanseri tedavi etmek için kullanılıyor. Litotripsi -- her yıl binlerce insanı bıçak altına yatmaktan kurtarıyor, taşları yüksek-yoğunluklu ses kullanarak toz haline getiriyor. Sesle tedavi mükemmel bir usuldür. Binlerce yıldır etrafımızda bulunan bir şey. Sizi bunu araştırmaya çağrıyorum. Şu anda çok büyük şeyler başarılmakta, otizm, demans ve benzeri hastalıklara çare bulmakta. Ve müzik, tabii ki. Sadece müzik dinlemek bile sizin için yararlı, eğer bu müzik iyi niyetlerle yapılmış ise; aşk ile, genellikle. İlahi müzik, iyidir. Mozart, iyidir. Burada birçok çeşit müzik var ki bunlar çok sağlıklı.
Ve harekete geçmeniz gereken ve işin içine girmeniz gereken dört usul. İlk olarak, bilinçli olarak dinleyin. Bu konuşmadan sonra bunu yapacağınızı ümit ediyorum. Hayatınız için yeni bir boyut, ve bu boyuta sahip olmak müthiş bir şey. İkinci olarak, birkaç ses çıkarmak için iletişim halinde olun. Sesi yaratın. Ses hepimizin kullandığı bir enstrüman, ve şimdiye kadar hangimiz sesimizi kullanmanın eğitimini aldık? Eğitimini alın. Şarkı söylemeyi öğrenin. Enstrüman çalmayı öğrenin. Müzisyenlerin beyni daha büyüktür -- bu doğru. Bunu aynı zamanda grup olarak da yapabilirsiniz. Sesleri kaynağından ayırmanın müthiş bir yolu, bir grup insanla müzik ve ses yapmak, özellikle hangi stilden hoşlanıyor olursa olsun. Ve şimdi etrafımızdaki ses için önemli bir rol oynayalım. Kulaklarınızı koruyun? Evet, kesinlikle. Ses ortamlarını güzel olucak şekilde tasarlayın evinizde ve işinizde. Ve insanlar bize, daha önceki gürültü gibi sözlü saldırıda bulunduklarında konuşmaya başlayalım.
Şu anda sizi, sesle sağlığınızı kazanmak için yapabileceğiniz yedi şeyle bırakıyorum. Benim vizyonum güzel duyulan bir dünya, ve eğer hepimiz bunları yapmaya başlarsak, bu yolda çok büyük bir adım atmış oluruz. Bundan dolayı sizi bu yolu izlemeye çağrıyorum.
Sizi biraz daha kuş sesiyle bırakıyorum, ki bu sizin için oldukça iyi. Umarım sağlık duyarsınız. [Alkış]..
~
Julian Treasure
Sesin üzerimizdeki 4 farklı etkisi
Önümüzdeki beş dakika içinde, ses ile olan ilişkinizi değiştirmeye çalışacağım. İzin verirseniz etrafımızdaki seslerin çoğunun kazara olduğu gözlemiyle başlayayım. Ve bunların çoğu hoş değildir. [Trafik gürültüsü]. Sokak köşelerinde dururuz, bunun gibi gürültüler arasında bağırır, ve onları duymazdan geliriz. Tabii, bu sesi bastırma alışkanlığı gösterir ki bizim sesle olan ilişkimiz çoğunlukla bilinçsiz olagelmiştir.
Sesin sizi her zaman etkilediği dört ana yönü vardır, ve ben bugün bunları sizin bilincinizde çıkarmak istiyorum. İlki fizyolojik yönü. [Gürültülü çalar saat]. Üzgünüm. Az önce size bir doz kortizol, savaş/kaç hormonu verdim. Hormon salgılarınız seslerden her zaman etkilenirler. Nefes alış verişiniz, kalp atış hızınız, bende de olduğu gibi, etkilenir, ve beyin dalgalarınız da.
Bunu sadece bu tarz hoş olmayan sesler yapmamaktadır. Bunlar dalgalar. [Okyanus sesleri]. Frekansı 12 döngü/dakika civarındadır. Çoğu insan bunu sakinleştirici bulur, ve, ilginçtir ki, 12 döngü/dakika kabaca bir insanın nefes alış verişinin frekansına eşittir. İstirahatte olma durumuyla derin bir ilgisi vardır. Bunu, stresten uzak ve tatilde olma durumu ile bağdaştırırız.
Sesin bizi diğer bir etkileme şekli psikolojiktir. Müzik, bildiğimiz kadarıyla, insanın ruhsal durumunu etkileyen en etkili sestir. [Albinoni - Adagio]. Eğer bu çalmaya devam ederse, çoğunuzun oldukça hüzünleneceğini garanti edebilirim. Fakat, duygularınızı etkileyen tek ses türü müzik değildir elbette.
Doğa sesleri de bu vazifeyi görür. Kuş sesleri, mesela, çoğu kimse için güven veren bir ses türüdür. [Cıvıldayan kuşlar]. Bunun bir sebebi var. Yüzbinlerce yıl boyunca şunu öğrendik ki kuşlar ötüyorsa, her şey güvendedir. Asıl sustukları zaman endişelenmen gerekir.
Seslerin bizi üçüncü bir etkileme şekli bilişseldir. Aynı anda konuşan iki kişinin, ya da burada olduğu gibi tek kişinin, dediklerini anlayamazsınız ["Eğer bu dediğimi dinliyorsanız yanlış iz üstündesiniz."] [Diğerini dinlemeye çalışınız.] Hangi "ben"i dinleyeceğinize karar vermeniz gerekiyor.
İşitsel veriyi işleyebilecek bant genişliğimiz oldukça kısıtlıdır, bundandır ki, bu tarz sesler -- (Ofis sesleri) -- üretkenliğe fazlasıyla zarar verirler. Eğer bu tarz açık ofiste çalışmak zorundaysanız, verimliliğiniz büyük miktarda azalmaktadır. Ve ne kadar olduğunu düşünüyorsanız, muhtemelen bu kadar kötü değildir. [Kaygı verici müzik]. Sessiz bir odadaki verimliliğinizin üçte biri kadardır. Size bir sır vereyim. Eğer bu tarz yerlerde çalışmak durumunda iseniz, kuş ötüşü gibi sakinleştirici seslerle birlikte kulaklık taşıyın. Kullanın bunları ve veriminiz üç katına çıksın.
Seslerin bizi dördüncü etkileme şekli ise davranışsaldır. Etramızda olan o kadar şeye rağmen davranışımızın değişmemesi şaşırtıcı olurdu zaten. [Arabada çalan tekno müzik]. O zaman, sorun kendinize: Bu adam hızını sürekli 45 km/s'de tutabilecek mi? Sanmıyorum. Kısacası, kötü seslerden uzaklaşır ve hoş seslere yönelirsiniz. Eğer bunu birkaç saniyeden fazla çalsaydım -- [Kaya matkabı] -- rahatsız olurdunuz; biraz daha fazla çalsam, odayı toplu halde terk ederdiniz. Bu tarz sesler, uzaklaşma imkanı olmayan insanların sağlıklarına oldukça zarar vermektedir.
Ve bu, kötü sesin zarar verdiği tek şey de değildir. Birçok perakende satış müziği uygunsuz ve rastgele, hatta saldırgandır, ve satışlar üzerinde çarpıcı bir etkisi var. Eğer aranızda perakendeci varsa, bu slaytı göstermeden önce kafasını çevirse iyi olur. Bunlar, insanlar mağazaları daha çabuk terk ettikleri için, işlerinin yüzde 30'una yakınını kaybediyorlar. Hepimiz yapmışızdır bunu, sırf müzik çok berbat diye alanı terk etmişizdir.
Bizim geliştirdiğimiz ve sesi tepeden başlayarak analiz edip, az önce bahsettiğim 4 etkiyi tahmin etme imkanı sunan bir modele kısaca bir değinmek istiyorum, Ya da ilk olarak elde etmek istediğimiz sonucu söyleyip, istenilen etkiyi yaratacak bir ses düzeni de tasarlayabiliyorsunuz. Nihayet somut bir bilim elde ediyoruz. Ve ses düzeni tasarımı işine adımımızı atmış bulunuyoruz.
Müzik üzerine bir kelime. Var olan en güçlü ses müziktir, ve bazen oransızca yayılmış haldedirler. İki sebepten ötürü güçlüdür. Hemen tanırsınız. Ve kuvvetli bir şekilde bir şeylerle ilişkilendirirsiniz. İki örnek vereceğim. [The Beatles "A Hard Day's Night"]. Çoğunuz bunu hemen tanıdınız. Gençler problem yaşayabilir. [Gülüşmeler]. ["Jaws"ın ilk iki notası]. Ve birçoğunuz bunu bir şeyle bağdaştırmışsınızdır. Bunlar müzik adına bir iki örnekti. Müzik çok güçlüdür. Ve maalesef reklam amaçlı kullanılmaktadır, çoğu zaman da uygunsuzca. Umarım bu, önümüzdeki beş sene içerisinde değişecek.
Biraz markalardan bahsetmek istiyorum, çünkü aranızda marka sahibi olanlar var. Her marka kendi sesini yapmakta şu anda. Markanın sese kattığı sekiz tane anlam vardır. Bunların hepsi önemlidir. Ve her marka merkezde prensiplerine yer vermesi gerekir. Bunun şu an başlamış olduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. [Intel reklam müziği]. Hepiniz tanımışsınızdır bunu. [Nokia zil sesi]. Bu, dünyada en çok çalan melodi bugün. Günde 1.8 milyar kez çalmakta. Ve Nokia'ya herhangi bir maliyeti yok.
Sizi, işletmeci olanlarınızı, reklam müziğinin dört altın kuralı ile bırakmak istiyorum. İlk olarak, sesi uyumlu yapın, görsel iletişiminizle aynı yönde olsun. Bu, etkiyi yüzde 1100'ün üzerinde artıracaktır. Eğer müziğiniz zıt yönü işaret ediyorsa, uyumsuzsa, etkiyi yüzde 86 azaltır. Bu bir büyüklük sırasıdır, aşağı ya da yukarı. Bu önemli. İkinci olarak, duruma uygun hale getirin. Üçüncü olarak, onu değerli kılın. İnsanlara müzik eşliğinde bir şeyler verin. Onları sadece gereksiz şeylere boğmayın. Ve, son olarak, tekrar tekrar test edin. Ses karmaşıktır. Birçok karşı etkisi vardır. Onu bir spagetti kasesine benzetebiliriz: bazen ne olduğunu öğrenmek için yemek zorundasınızdır.
Umarım konuşmam bilincinizdeki sesi uyandırmıştır. Eğer bilinçli olarak dinlerseniz, etrafınızdaki sesleri kontrolünüz altına alabilirsiniz. Bu hem sağlığınız için hem de verimliliğiniz için önemlidir. Eğer hepimiz bunu yaparsak, "seslerin varolduğu" bir dünyada yaşıyor olacağız. Sizi biraz daha fazla kuş cıvıltılarıyla baş başa bırakıyorum. [Cıvıldayan kuşlar] En az beş dakika dinlemenizi tavsiye ediyorum, ama üst sınır yok. Bugün kulaklarınızı bana emanet ettiğiniz için teşekkür ederim. [Alkış]..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder