Loading

19 Kasım 2014 Çarşamba

Çocuklarda Küfür Davranışı

"Çok uzaktalar Kaptan, seni duyamazlar..."

~

Çocuklarda Küfür Davranışının Önlenmesi 

Çocuklarda küfür üç temel gruba ayrılır:

- Ya beddua etmek yada birine zarar verilmesi dileğini yansıtan konuşma biçimi
- Cinsel içerikli küfürler, müstehcen konuşmalar
- Kişiliğe yönelik küfürler. Manyak, salak, aptal, cahil... 

Çocuklarda Küfürün Nedenleri

1- Dikkat çekme: Bazı çocuklar ana-babadan yeterli ilgiyi göremiyorlarsa, dikkat çekmek için küfrederler. 
2- Sarsma: Bazı çocuklar için yetişkinleri şok etme, rahatsız etme eğlenceli olabilir. 
3- Ağızdan kaçıverme: İnsanlarda engellenme yada kızgınlık hissedildiğinde yada fiziksel bir gerginlik olduğunda küfürün ağızdan çıkıvermesi çok doğaldır. Çok engellenen, yaşama alanı çok daraltılan çocuk, kızgınlık olarak küfredebilir. 
4- Savunma: Bazıları için kötü söz söyleme bir savunma davranışıdır. Küfür etmenin tam anlamıyla yasak olduğu çevrede yetişenler, isyan ederek bağımsızlıklarını göstermek isterler. 
5- Olgunlaşma: Bazen de çocuklar yetişkin olmanın bir sembolü olarak, kötü söz söylerler. 
6- Akranları tarafından onaylanması: Arkadaş çevresinden övgü ve beğeni toplaması, kötü söz söyleme eğilimine yol açar. 
7- Çocukça bir zevk: Küçük çocuklarda banyo ve ona ilişkin konuşmak, çocuklarda bir tür çocuksu seksüel zevk alma durumu ortaya çıkarmaktadır. 

Küfürü Önlemek İçin Yapılması Gerekenler 

1- Örnek oluşturma: Eğer kaba ve küfürlü bir konuşma eğilimini kendinizde engelleyebiliyorsanız, çocuğunuz da bu kontrolü sizi taklit ederek öğrenecektir. 
2- Dürtülerini ifade edebilme: Eğer çocuk, size olan kızgınlıklarını rahatlıkla dile getirebiliyorsa, bu özgürlüğe sahip ise, olumsuz duygularını belirtmek için daha az küfürlü sözcük kullanacaktır. 
3- Tartışma: Bu kelimeler bir kağıda yazılarak tanımlanır ve daha sonra tartışılır. 
4- Önemsememek: Çocuklar kötü sözcükler kullandığında, anne-babalar bu duruma pek fazla üzülüp şaşırmıyorlarsa,çocukların bu sözcükleri söylemeleri için bir nedenleri kalmayabilir. 
5- “Dilsizlik Oyunu”: Ana-babalar böyle durumlarda şoke olmaktan çok, sessizlik oyunu oynayarak çocuğu yönlendirebilirler. “Senin kullandığın kelimenin anlamı nedir?”, “anlamıyorum”, denilerek çocuktan yanıtlaması istenir. 
6- Yaratıcı olmaya özendirmek: Yaratıcı uğraşlar, yazınsal faaliyetler, spor vb. yaratıcılığı artırıp kötü söz kullanımını engeller. 
7- Kötü sözcüklerin yıpratılması: Çocuk bu kelimeyi kullandığında 5 dakika boyunca bu kelimeyi söylemesini isteyin. Büyük olasılıkla bir daha kullanmayacaktır. Söylemek istemediği zaman, ancak kötü sözcüğü kullanmaktan dolayı verilen cezayı uyguladıktan sonra, istediğini yapabileceğini söyleyin. 
8- Ciddi cezalandırmama: Eğer çocuğunuzu, döverek, bağırarak, tehdit ederek cezalandırırsanız; çocuğunuz bu kelimeleri yakalanıp cezalandırılmamak için, gizlice kullanmayı öğrenir. 

Uygun olmayan bu sözcüklerin yerine, uygun kabul edilebilir sözcükler kullanması için çocuğu bilgilendirmek gerekir. Çocuk olumlu sözcük kullandığında, çocuğun övülmesi, teşvik edilmesi gerekir.

~

Küfür Etmek Konusunda Araştırma Örnekleri

LONDRA - İngiliz bilim insanları, küfür etmenin acıyı azalttığını saptadı. İngiltere’nin Keele Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, gönüllülerin küfür ettiklerinde acıya daha çok dayandıkları görüldü. Araştırmaya başkanlık eden Dr. Richard Stephens, bulguların küfür etmenin tüm dünya dillerinde niye aynı olduğunu açıklayabileceğini belirterek, "Küfür etmek dilin duygusal bir biçimi ve insan dil olgusunda evrensel bir yeri var" dedi. Ebelerin kadınların doğum sırasında küfür ettiklerini ve bu durumun kendisini düşündürdüğünü belirten Dr. Stephens, eşinin de kızlarını dünyaya getirirken küfür ettiğini ve sonrasında bundan utanç duyduğunu anlattı. Dr. Stephens, "Araştırmamız, küfür etmenin neden ortaya çıktığını ve kalıcı olduğunun nedenlerini göstermesi açısından önemli" diye konuştu. Bulgularını NeuroReport dergisinde yayınlayan araştırmacılar, deneklerden kendi seçtikleri küfürleri ederken ellerini buzlu suyun içinde mümkün olduğunca uzun süre tutmalarını istediler. Bilim insanları deneklerden daha sonra aynı işi küfür etmeden bir masayı tarif ederek yapmalarını talep ettiler. Araştırmada, gönüllülerin küfür ederken ellerini buzlu suyun içinde ortalama 40 saniye daha uzun süre tutabildikleri görülürken, daha az acı çektikleri belirlendi.

KALİFORNİYA - California Üniversitesinde profesör olan Michael Kahn, Harvard’da öğrenciyken kızgınlığın etkisini görmek için bir deney yapıyor. Tezi de şu: kızgınlıklarını (küfür, bağırma, şikayet etme ve vurma yoluyla) ifade eden kişiler kızgınlıklarını dışa vurdukları için daha iyi hisseder ve stres atar. Bu tezi test etmek için denekleri iki gruba ayırıyor. Onlara bir test veriyor ve bu sırada kan basınçlarını ölçüyor. Testin bir anlamı yok aslında. Bu test sırasında her iki gruptaki kişileri de aşağılıyor ve onlara bağırıyor. Şikayet hakkı: Birinci gruptaki deneklere deney sonunda şöyle bir hak veriyor: “Bu deney sırasında herhangi bir şey sizi rahatsız ettiyse, yan odadaki profesöre şikayette bulanabilirsiniz.” Ama ikinci gruba böyle bir hak vermiyor. Tabii ki ilk gruptaki deneklerin çoğu hemen yan odaya geçip, sinirli bir şekilde Michael hakkında şikayette bulunuyor. Yani kızgınlıklarını ifade ediyor. Bazıları çok ağır kelimeler kullanıyor. Hatta küfür ediyor. Sonuçlar: Michael’in tam beklediğinin tersine çıkıyor. İlk grubun (sinirlerini şikayet ile belirtilen grup) kan basıncı artıyor ve bu denekler daha stresli oluyor. Bu gruba üç hafta sonra bir anket verildiğinde; çoğu denek, Michael’den nefret ettiğini söylüyor. Hala kin besliyorlar. İkinci gruptaki (şikayet etme şansı verilmeyen grup) deneklerin kan basınçları artıyor ama kısa bir süre sonra normale dönüyor. 3 hafta sonra sorulduğunda; çoğu denek, Michael ile bir sorunu olmadığını söylüyor. Michael’in tezi çürüyor ve hayal kırıklığı içinde uzun bir araştırma ve düşünme sürecine giriyor. Ama daha sonra sonuçları açıklayan güzel bir teori buluyor. Bilişsel uyumsuzluk teorisi: Bu teoriye göre, bir birey kendisine yakışmayan bir davranış gösterdiği zaman kafasında bir uyumsuzluk yaşıyor. Bu uyumsuzluğu gidermek için de yaptığı davranışı haklı çıkartacak şekilde düşünce tarzını değiştiriyor. “Bunu iyi ki yapmışım” diyor. Daha da önemlisi bundan sonra göstereceği diğer davranışları mümkün olduğu kadar o ilk davranışına benzetmeye çalışıyor. Deneyin açıklaması: Deneye geri dönersek, ilk gruptaki kişiler şikayet ederek o kişiye karşı olumsuz hislerini ilan etmiş oluyor. Artık bundan sonra bilişsel uyumsuzluk yaşamamak için o kişiden nefret etmeye devam ediyorlar. Nefret ve öfke devam ediyor. 3 hafta sonraki ankette de bunu belirtiyorlar. Ama şikayet etmeyen grup, böyle bir olumsuz düşünce ilan etmedikleri için bilişsel uyumsuzluk yaşamıyor. Nefret ve öfke devam etmiyor. Michael’in kaba davranışlarını şikayet etmeyerek zihinde kayıt altına almıyorlar. Sonuç olarak kızgınlığın küfür ya da başka yollarla ifade edilmesi yarar sağlamıyor. Tam tersine stres seviyesini yukarda tutarak ve nefretin devamını sağlayarak insanlara zarar veriyor.
~

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder