Loading

26 Haziran 2011 Pazar

Aslan, Kurt ve Tilki


Mortui vivos docent. 
Ölüler yaşayanları eğitir.
Morgagni 



ARSLAN, KURT ve TİLKİ

Arslan, kurt ve tilki arkadaş olmuş, avlanmaya çıkmışlardı. Akşama doğru bir yaban öküzü, bir dağ keçisi, bir de semiz tavşan yakaladılar. Avlarını sürükleyerek ormana getirince kral arslan kurda dönüp:
- Bunları, aramızda adaletle taksim et bakalım! diye emir verdi.
Kurt:
- Padişahım, dedi, yaban öküzü en büyük av olduğu için size layıktır. Keçi orta boyda, orta irilikte, o da benim olsun. Tilki de tavşanı alsın.
Arslan, kurdun taksimine şiddetle karşı çıkıp:
- Sen kim oluyorsun da ben varken pay istiyorsun? diye kükredi.
Bir pençe ile kurdu yere yıkıp parçaladıktan sonra tilkiye döndü:
- Haydi, dedi, avlarımızı bir de sen taksim et!
Tilki yüreğini dolduran korkuyu gizlemeye çalışarak:
- Aman efendimiz dedi, pay etmek de neymiş? Bu semiz öküz sizin kuşluk yemeğinizdir, keçiyi gün ortasında yer, akşama doğru da tavşanla kendinize ziyafet çekersiniz!

Arslan, tilkinin taksimini pek beğenmiş, yüzü gülmeye başlamıştı.
- İşte adaletli bir taksim böyle olur diye mırıldandı. Bu çeşit pay etmeyi kimden öğrendin sen?
Tilki başını çevirip yerde yatan kurdu gösterdi:
- Padişahım, dedi, şu haddini bilmez kurdun halinden...

Mesnevî'den...