Loading

13 Ekim 2011 Perşembe

Özgür İradeye İnanmaksızın da

KANITI OLMAYAN GERÇEKLER
John Brockman
kitabından bir bölüm daha
(kitabın tanıtımı için tıklayın)


Yüce zihinler kimi zaman, ellerinde henüz bir kanıt ya da iddia olmadan gerçeği tahmin edebilirler. 
(Diderot buna “esprit de divination (ilahi mizaç)” sahibi olmak derdi.) 
Sizin, kanıtlayamasanız da doğru olduğuna inandığınız şey nedir?

cevaplayan
SUSAN BLACKMORE
Susan Blackmore serbest yazar, konferansçı ve yayımcılığın yanısıra, Bristol'deki West of England Üniversitesi'nde misafir okutmanlık yapıyor. Araştırma alanları arasında mimler ve memetik teorisi, evrimci teori, bilinç ve meditasyon yer alıyor. The Meme Machine, Consciousness: An Introduction [Mim Makinesi, Bilinç: Giriş] ve Consciousness: A Very Short Introduction [Bilinç: Çok Kısa bir Giriş] de dahil, çok sayıda kitabın yazarı.


Özgür iradeye inanmaksızın mutlu ve ahlaklı yaşamak mümkündür. Samuel Johnson'un dediği gibi, "Bütün teoriler irade özgürlüğüne karşı; bütün deneyimler ise onun lehinedir." Nörobilimde ve bilinç teorilerindeki son gelişmelerle birlikte teori, irade özgürlüğüne Johnson'un zamanında olduğundan da çok karşı. Bu nedenle ben de uzun süre önce deneyimimi sistematik olarak değiştirmeye başladım. Bu duyguyu yok etmek yıllarımı alsa da, artık özgür irademle hareket ettiğime dair bir hissim kalmadı.

Ama ne oluyor? İnsanlar bana "Yalan söylüyorsun" diyorlar! Böyle bir şeyin imkansız olduğunu, o nedenle de teorimi koruyabilmek için kendimi kandırdığımı söylüyorlar. Peki onlara meydan okumak için ne yapabilir, ya da ne söyleyebilirim? Hiçbir fikrim yok; tabii bu zorlu deneyimi yaşamalarını başkalarına da önermekten başka.

Bahsi geçen duygu kaybolduğunda, kararlar biri tarafından alınmış hissi olmaksızın gerçekleşiyor, ama ortaya yeni bir soru çıkıyor: Bu kararlar ahlaki açıdan uygun olacaklar mı? işte bu noktada inanca teslim oldum (daha doğrusu bu beden, onun genleri, mimleri ve içinde yaşadığı tüm evren teslim oldu). Görünüşe bakılırsa insan, çoğu mistik ve Budist inanç sahibi gibi, eylemi yöneten bir içsel benlik yanılsamasından kurtulunca, genelde ahlaklı ya da iyi diye algıladığımız şekillerde davranıyor. Yani belki de özgür iradeden vazgeçmek sanıldığı kadar da tehlikeli değildir. Gelgelelim bunu da kanıtlayamıyorum.

Bilinç sahibi içsel bir benlikten vazgeçmeye gelince; işe bu çok daha zor. Ben denen şey hâlâ varmış gibi görünüyor. Ama kanıtlayamasam da, bence olmadığı bir gerçek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder